12 Ekim 2007 Cuma

Komik Futbol



*************************************
*************************************

25 Eylül 2007 Salı




****


Aşırı Hız

Adamın biri aşırı hızlı gider. Adam trafikte alçaktan uçarak giderken polise yakalanır... Kenara çeker, arabadan iner:
- Buyurun Memur Bey
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular memur bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim değil memur bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız öyle mi?
- Evet memur bey, aa durun bir dakika torpido gözünde ruhsat olacaktı. Silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bir şey gördüm galiba...
Polis iyice şaşırır :
- Torpido gözünde silah mı var?
- Evet memur bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum, silahı da torpido gözüne koydum...
- Ne bagajda ceset mi var?
- Evet memur bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister. Adam ehliyetini çıkarır, ehliyet geçerli temiz, hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister. Adam çıkartır ruhsatı da verir. Ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister. Adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister. Adam bagajı açar. Bagajda ceset falanda yoktur. Bunun üzerine ekipler amiri :
- Çok garip. Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz. Kadını öldürüp, cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...
Adam güler :
- İnanamıyorum... O şimdi benim için "aşırı hızlı

*******************************************


***************************************

komik

***************************

soğukkkk



Dursun sormuş Temel'e:
-Ula Temel, sen kaç dua biliysun
Temel:
-Dört tane dua piliyrum, demiş.
Dursun:
-Hancilerini pilisun? demiş.
Temel:
-Üç İhlas bir Elham'i piliyrum daaa.

*******************************************************
********************************************************




----------------------------------------------------------------
Her gün Temel sabah erkenden Dursun'un evine gidiyormuş ve "Soğuk çay var mı?" diyormuş. Dursun da "yok" diyormuş. Bu bir kaç gün sürmüş. Dursun bir gün merak edip soğuk çay hazırlamış. Temel gene gelmiş. "Soğuk çay var mı?" demiş. Dursun da var demiş. Temel de "iyi ısıt da içelim" demiş.

----------------------------------------------------------------
Temel aynalı sigaralığından bir tane sigara çıkarmış, o anda gözü aynaya takılmış;

- ula dursun demiş,
- Ha bu aynadaki adam baa tanıdık geliy demiş.
Dursun aynayı temelden almış, şöyle bir bakmış,
- ula salak demiş
- tabi tanıdık gelir bu benim …………

TEMEL

Komutan teftis sirasinda bir askere sorar:
_Oglum nerelisin?
_Marasliyim komutanim
Komutan askere bir tokat patlatir ve tekrar sorar:
_Oglum nerelisin?
_Marasliyim komutanim
Komutan askere bir tokat daha patlatir ve tekrar sorar:
_Oglum bak iyi düsün! nerelisin?
_KAHRAMANMarasliyim komutanim!
Komutan: Aferin iste böyle diyerek diger askere (Temel) döner:
_Oglum sen nerelisin?
_Kahraman Trabzonluyum Komutanim






Temel

Zayıf biri olan Temel kahvede otururken,
Şişman ve kilolu olan Hıdır yanına yaklaşır ve;
La Temel seni gören ülkede kıtlık var zanneder
Temel hiç ardırış etmeden cevabı yapıştırır;
seni görende kıtlığın sebebini anlar..

19 Eylül 2007 Çarşamba

adam telefondadir
- alo
- alo
- meteoroloji mi
- evet
- allah belanızı versin!
- hoppalaa...n'oluyoruz yav?
- bu ne sıcak kardesim?
- biz sadece olcuyoruz beyefendi
- kac derece simdi?
- 38
- hay allah belanizi versin!


2-ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin önü..
doktor- bugün nurullah arkadaş andımızı okuyacak..
nurullah-türküm!
topluluk- türküm!
n- deliyim!
t- deliyim!
n- çelişkenim!
t-çelişkenim!
n-ali!
t-ali!
n- aliiiii!
t- aliiiiii!
n- aliiieee!!
doktor- şş.. tamam bu kadar yeter..



4-bir cenaze wardır ve ölenin yakınları mezar başında ağlamaktadırlar. andaval herifin biri gelir ve
-"heeey! ağlamayın artık, veli burda olsaydı böyle üzülmemizi istemezdi" der
ağlayanlardan bi tanesi döner ve:
-"veli kim be?!" diye sorar
a:bu veli kansoyun cenazesi deilmi?
-hayır! bu murat şenışıkın cenazesi!
am.. valla onu bilemem ama veli olsaydı üzülmemizi istemezdi
-ne diyon ya!?
a:son bişey diyip gitcem. veli daha ölmedi, ben size şaka yaptım.
-lan defol git be adam..!


5-- amca, ben sizi cok sevdim
- ne oldu bana baba mı diyeceksin?
- oo hemen ukalalaştın ha


6-buyrun
- merhaba..ben iş başvurusunda bulunmuştum da..biz sizi arariz demiştiniz...
- evet
- aramayinca korktum başiniza bişey geldi sandim.herşey yolunda mi?
- yolunda..yolunda
- oh..oh..yarin gelip başliim o zaman ben
- hah..hah.hah..ikileee


7-kiz isteme merasimi:
kiz babasi: oglumuz ne işle meşgul?
oglan: hiic.. koltugun kenariyla oynuyorum..
kiz babasi: aferin aferin.. kopardin mi orayi?
oglan: asilsam gelicek ama..
kiz babasi: asilmaya devam et evladim.. kiz miz yok sana...


8-- mustafa abi müjde!!! enişten izafiyet teorisini bulmuş!!!
- enişten değil einstein , einstein
- yine de insan gurur duyuyo...


9-kafasına silah dayanmış ter içinde bir adam* telefondadir;
silahlı adam: sakın renk verme, gebertirim!
murat: a..alo...irfan...öhm...murat ben...benim dükkanın kasasındaki bütün parayı alıp buraya getirmeni istiyorum.
irfan*: murat abi! başın mı belada?
murat: öhm...dediğim gibi irfan...
irfan: konuşamıyon heralde. eğer başın beladaysa "dübidik" de ben anlarım.
murat: söylediğimi yap irfan...
irfan: dübidik mi?..
murat: ulan hayvan doğru dürüst bi kelime bulamadın mı?
irfan: bi de "dabidik" var...
murat: her neyse tamam ondan işte!!!
irfan: hangisi? dübidik mi, dabidik mi?
murat: allah bin çeşit belanı versin..


10-bir derslik. kara tahtada "i didn't do that" yazısı var.)
- tekrarlayın ismail bey. ay didınt du det...
- ay dudınt di dört...
- of ismail bey off!.. ingilizce öğrenmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?!
- ya istemiyorum ya..
- e ne işin var burda?
- çöbü almaya gelmiştim...
- söylesene be adam!!
- ay dodınt de do...
- onu değil be!! neden geldiğini!!!
- çöbü almaya!!!
-defol gözüm seni görmesin..........
Bunlara çok güleceksiniz

Niyazi'de Nerden Çıktı?

Bir dönem bir genel müdür yardımcılığı yapmış birisi anlatıyor:

"Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardımcısıyım.. Bayrama 10 gün var.. Benim müdür hastalandı.. Ben ise işe gireli 2 hafta olmus, olmamış.

Genel Müdür bey beni çağırttı:
- Tebrik kartları hazır mı?.. Şaşırdım:
- Anlamadım! Hangi kartlar efendim?

- Aman evladim, Şükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartları şimdiye kadar hazır olmalıydı.. Tüh tüh.. Eyvah...

- Çabuk hemen hazırlayıverin.
- Emredersiniz efendim! dedim. Ancak sabaha kadar 3 bin kartı nasıl yazacağım?

Genel müdür bey, bütün kartları çini mürekkebiyle ve en güzel yazımla yazmamı istedi. 3 bin karttan 2 bin tanesini kendisinden makamca alt'takilere şu sekilde yazacaktım:

"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"

1.000 tanesi de üst makamdakilere olacaktı ve onlarda da şu ifade yer alacaktı:
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." Sabaha kadar 3 bin kart, düşünebiliyor musunuz?!?..

Ne yapalım? Çaresiz mecburen kolları sıvadım ve başladım öncelikli 2000 karta:


"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"
...

1, 5, 10, 18, 28, 58, 108, 188, 558.. Yazıyorum, yazıyorum bitmiyor!.. Nasıl sıkıntı bastı bir bilseniz!... 738, 918..

2,5 paket Samsun'u bu arada bitirmişim. Öyle işkence çekiyorum ki, ekmek parası olmasa bırakıp kaçacağım. Sıra 2000. karta geldiğinde şafak söküyordu. Ben de bitmişim ama önümde hala yığınla kart duruyor!

Şimdi de 1.000 tane de üst makamlara yazılması gerekenler var. 4. Paket sigarayla birlikte "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim"e başladım..

Boyuna yazıyorum, göz kapaklarim iyice ağırlaştı, takoz koysam gene de kapanacak.

209, 529, 689.. Yaz babam yaz.. Ama artık kalemi parmaklarımın arasında tutamaz oldum. Ben kaleme değil, kalem bana hakim:

"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
...

Ve bir müddet sonra gerisini nasıl yazmışım hiç hatırlamıyorum:

"Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken.."

"Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim.."

“Sizin, niyazi ile eşiniz birlikte bayramınızı sıhhat dilerim, tebrikle beraber.”

"Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim.."

"Önce bayramınızı başarılı eder, sonra eşinizle Niyazi'ye tebrikli günler dilerim.."

"Sizin de eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhatli tebrik dilerim.."

“Bayramınız niyazi ile sıhhat bulsun, eşiniz ile birlikte tebrik olsun”

"Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi'ye başarılar diler aynı zamanda ederim.."

"Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi'nin gözlerinden öperim.."

"Sizin de, eşinizin de, Niyazi'nin de, bayramini da, tatilini de, gemlisini de, geçmisini de bayramını beklerim.. Saygiyla tebrik ederken.."

"Önce niyazi bayramı tebrik etsin, yok öyle yağma, ben size ve eşinize sıhhat dilerim sonra"

“Bayram günü eşiniz ve niyaziye dikkat edin, size de daha bayram gelebilir.”

“Niyazi bey bayram günü eşiniz ile birlikte sizi sıhhat ile tebrik etsin”

“Tebrik ederim niyaziyi, eşiniz ile birlikte sizin bayram sabahı sıhhatinizi dilemiş”

Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı: "Aferin" dedi.

"Güzel yazmışsın. Hemen postalayın!" Bizde HEMEN POSTALADIK!..

3 gün sonra da önce bizim genel müdürü, sonra da tahmin ettiğiniz gibi bendenizi postaladılar!..

***

Eveeet, yahu ben bu ara Niyazi'yi merak ettim: Niyazi Nereden çıktı?

Selametle kalınız

Okey Masasına İnek Düştü



Nevsehir in Avanos kasabasında yola hemzemin olan Kahvehanenin catısına Cıkan inek Okey masasına Hava indirme yapmıstır!

Kapının Tamiri*memleket hali :-(

Meclis Genel Kurul Salonu'nun giris kapisinin tamiri gerekiyormus. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayri firmadan marangoz davet ederek kapiyi göstermis,fiyat istemis.
Birinci marangoz:
- 500 milyon liraya olur bu is, demis.. 200 milyon malzeme, 200 milyon iscilik, 100 milyon da kâr...
Bürokrat ikinci marangoza dönmüs:
- Siz ayni isi kaca yaparsiniz?
- 2,5 milyar lira...
- Nasil olur bu kadar fiyat farkI?...
- 1 milyar bana, 1 milyar size, demis ikinci marangoz, 500 milyonu da bu arkadasa veririz kapiyi yapar....
Ihale ikinci marangoza verilmis!
Mahkemede hakim, Temel'e sormus;
- Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmis,;
- E, herhalde. Sen hic erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasil duymadum!
- Kimmis,?
- Bizum kari.
- Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
- Ehliyet ruhsat lutfen
- Tabi buyurun demiş şoför ve vermis.
- Polis bakmış bir problem yok.
- Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
- Burada, buyrun demis adam.
- İlk yardım çantanız var mı? demis polis.
- Tabii deyip bagaji acmis adam.
- Polis bakmış içinde eksik yok.
- Yangın sondurucu?
- Burada buyrun.
- Zincir?
- Derhal çıkarayım buyrun.
- Polis daha sonra tekrar sormus:
- Mezdeke kaseti var mı?
- Şoför çok sasirmis.
- Evet, var buyrun demis.
- Polis: Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis polis
oynamaya.
Soforun saskinligi daha da artmis ve dayanamamis sormus.
-Hayrola memur bey?
-Polis cevap vermis:
-Ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
"Seni Seviyorum" : Teoride mi? Pratikte mi?
"Seni Seviyorum" :Havalardandır, Banada Oluyor Bazen.
"Seni Seviyorum" : Neden? Bende Benim Bilmediğim Birşeyler mi Gördün?
"Seni Seviyorum" : Çok Hoş... Peki Başka Ne Gibi Hünerlerin Var?
"Seni Seviyorum" : Üzülme, Zamanla Geçer.
"Seni Seviyorum" : Hadi ya Çok ilginç. ee Sonra...
"Seni Seviyorum" : Yeni Parola Bu mu, Ben Ne Diycem Peki?
"Seni Seviyorum": Güzel... Peki Başka Çeşidin Veya Şuben Var mı?
"Seni Seviyorum" : Allah Razı Olsun.
"Seni Seviyorum" :Olur, Sarayım mı Burda mı Seveceksin?
"Seni Seviyorum" :iyide Bunun Sosyal Güvencesi, Sigortası Falan Var mı?
"Seni Seviyorum" : Net mi? Brüt mü?
"Seni Seviyorum" : Ömrünü, Enerjini Daha Faydalı işler için Harcasana Canım.
"Seni Seviyorum" : Elinden Başka Bir Halt Gelmez ki Zaten

Azeri Aşk Şiiri

ESK

Sen meni sev,men seni sevim
Sen menin için yan
Men seni severah yanim dutusim
Glasik esk neyse onu yasiyah
*
Ya da sevme haberin olmasin
Men sana sevdalanip dolasim
Platonik esk neyse onu yasiyah

*
Sevdada oturah, yiyah içah
Elele olah, gan kusah
Tombilik esk neyse onu yasiyah

*

Istersen sevdandan kendimi kesim
Saimi solumu dogriyim biçim
Psikopatik esk neyse onu yasiyah

*

Eyle sevah ki gara sevda olah
Araplara benziyeh gapgara olah
Gara esk neyse onu yasiyah

*

Yalan söylemiyah, hep dogru diyah
Beraber oturah beraber yiyah
Realist esk neyse onu yasiyah

*

Birbirimize türkü söyliyah, mizildiyah
Elele tarlalarda, bostanlarda gezah
Romantik esk neyse onu yasiyah

*

Kediyi, gudigi sen diye sevim
Sen de horozi, guligi men diye sev
Sembolik esk neyse onu yasiyah

*

Gel elele tutusip kendimizi elehtriga verah
Zangir zangir titriyah, ölmiyah
Elektronik esk neyse onu yasiyah

*

Ahirlarda, komlarda bulusah
Tezek agalahlarinin dibinde oturah
Otantik esk neyse onu yasiyah

20 Ağustos 2007 Pazartesi

karikatürler










11 Ağustos 2007 Cumartesi

10 Ağustos 2007 Cuma

kunkfu

23 Temmuz 2007 Pazartesi

















21 Temmuz 2007 Cumartesi


***************************************
***************************************
Türk Politikacılardan Unutulmaz Sözler

Ege bir yunan gölü deeldir,
Ege bir Türk gölü de deeldir,
Binaenaleyh Ege bir göl deeldir.
Süleyman Demirel


-yedi yedi daha ne edeerr? ?
kalabalık: - ondöört
- haayyııırr. . . yedi yedi daha ne edeeer?
kalabalık: ? ? kırkdokuuzz
- haayııırr. . bugün günlerden neee?
kalabalık: cumartesi
- haayııırr. . bugün ayın kaçııı? ?
kalabalik: yedi
- aylardan neee?
kalabalik: temmuuuuzz
- yedi yedi daha ne edeerr?
kalabalık: ? ? ?
Tansu Çiller, 7 temmuz günü Yalova’lılara 77. il oldukları müjdesini vermeye çalışıyor …


Türkiye’de petrol vardı da, tankerlerin hortumuna ağzımızı dayayarak biz mi içtik?
Süleyman Demirel

"Bir koyup üç alacağız"
Turgut Özal - Türkiye’nin körfez savaşına katılması babında

- Erken seçim olmasaydı 2084′ e kadar iktidar’ da kalacaktık.
Ecevit

"Saadet Partisi bir fabrikadır. Müslüman’ı alııır şuurlu Müslüman yapar. nasıl şuurlu Müslüman yapıyor? alıyor Müslüman’ı başına üç tane çivi çakıyor. bir tanesi cihat çivisi, ikincisi haftalık toplantı çivisi, üçüncüsü de milli gazete çivisi. bir insanin başına cihat çivisi, haftalık toplantı çivisi, milli gazete çivisi çakılmışsa bu insan artık şuurlu Müslüman olmuştur … "
Necmettin Erbakan

sevgili Samsun’lular, mübarek ramazan bayramınızı (kurban bayramıdır ve arkadan bir görevli "kurban bayramı efem" diye uyarır), … mübarek ramazan bayramınızı olmasa daaaaaaa en az onun kadar mübarek kurban bayramınızı kutlarııııııımmm …
tabi ki Tansu çiller

60′lı yıllarda Kıbrıs meselesinden ötürü İngiltere’yle aramız iyi değilken ve İngiliz dışişleri bakanına kamuoyu acayip gıcık
olmakta iken İngiltere ziyareti dönüşünde gazetecilerle Süleyman Demirel arasında geçen diyalog:

- efendim neden İngiliz dışişleri bakanının elini sıktınız?
- neresini sıkacaktık gardeşim Süleyman Demirel

20 Temmuz 2007 Cuma







17 Temmuz 2007 Salı

Bir GS’li, bir Fener´li ve BJK´li ( duruma göre değiştirilir :) )Arabistan’da yasak olmasina ragmen bir otelde içki içerken yakalanirlar… Mahkemeye çikarilirlar… Karar IDAM… Itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasina çevrilir.
Ama o gün, bayrama denk geldigi icin Prens Hazretleri cezayi kaldirip hepsine 20 kirbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik buldugu için de bir kiyak daha yapip herkese cezasini hafifletmek için bir istek hakki tanir.

BJK’li: "Sirtima bir yastik baglayin" der. 10 kirbaçtan sonra yastik
paramparça olur ve pek fayda etmez.


Uyanik Galatasaray’ li bunu görünce:
"Sirtima iki yastik baglayin" der. Ama iki yastik bile 10 kirbaca dayanmaz.
Sira Fenerbahçe’ liye gelince

Prens Hazretleri: "Bak ben de Fenerbahçe’ liyim!!! Sana ceza vermek istemezdim ama ne yaparsin kurallar böyle.. Bu yüzden sana iki istek hakki veriyorum"


"Peki" der Fenerbahçe’ li:"O zaman bana 40 kirbaç vurulsun". Herkes saskina döner.

Prens Hazretleri: "Peki ikinci istegin nedir?" diye sorar…

Fenerbahçe’li pis pis siritarak: "Galatasaray´liyi sirtima baglayin"

30 Haziran 2007 Cumartesi

sizlerde paylaşımda bulunabilirsiniz

24 Haziran 2007 Pazar

Çukur Kazma





Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş. Bir başka grup da gelip çukurları kapıyomuş. Adamın biri dayanamamış ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: -Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz...


***
BEYİN NE İŞ YAPAR ?

Temizlikçi bir kadın dışardan ilkokul diploması almak için sınava girer.
Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle:
Soru: Mide ne iş yapar?
Cevap: Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür

Soru: Akciğer ne iş yapar?
Cevap: Solunum yapar. Bizi yaşatır.

Soru: Kalp ne iş yapar?
Cevap: Dolaşım yapar.

Soru: Beyin ne iş yapar?
Cevap: Bizim apartmanda kapıcılık yapar
**
ASLI VARDUR
Idris'le Dursun, kahvede ayri masalarda hafif sıkkın oturuyorlar.
Idris sesleniyor:
- Bana "ayran" desena...
- Ayran!
- Uyy, ben da senun karuna hayran!
Fena halde bozulan Dursun, biraz sonra Idris'e sesleniyor:
- Bana "gazoz" desena...
- Gazoz...
- Uyy, ben da senun karini öptum...
Idris, dudak büküyor:
- Bu söyledigunun kafiyesi yoktur...
Dursun sözü bagliyor:
- Kafiyesi yoktur ama asli vardur










20 Haziran 2007 Çarşamba

Bilmiyorsan bilmiyorum de

Birgün arslan ormanda gezerken tilkiye rastlamış.kükreyerek:''söyle bakalım bu ormanın kralı kim?''demiş.tilki hemen:''bu da sorulurmu kralım;tabiki sizsiniz.''diye karsılık vermiş.cevaptan hoşnut olan kral gezintisine devam etmiş.bu kez karşısına maymun çıkmış.maymun:''hünkarım''demiş''sizden başka kim bu oranın kralı olabilirki?''iyice sevinen kral gezintisine devam etmiş.biraz ileride file denk gelmiş.yine kükreyerek:
''söyle bakalım bu ormanın kralı kim?''diye sormuş.
Canı sıkkın olan fil,yanıt vermemiş.aslan tekrar kükreyerek:''söyle bakalım bu ormanın kralı kim?''demiş.fil yine cevap vermemiş.aslan bır kez daha kükreyerek:''söyle bakalım bu ormanın kralı kim?''fil,aslanı kaldırdığı gibi önündeki ağaca çarpmış.sersemleyen aslan ağlamaklı bir sesle:''ne vuruyorsun yaa?bilmiyosan bilmiyorum desene!''



19 Haziran 2007 Salı

FADİME FEMİNİST OLURSA

Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der:
-Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı...Alman konuşmacı:
-Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış...Fadime kürsüye çıkmış:
-Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...

Nasreddin hocanın iki karısı varmış biri diğerinden daha genç ve güzelmiş. Tekneyle gezintiye çıkmışlar karıları hoca demiş biz göle düşsek önce hangimizi kurtarırdın? -Hoca yaşlı karısına dönmüş “ Hanım sen biraz yüzme biliyordun değil mi? “ demiş








Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuşlar.

-Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş.
- Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?"
-Temel: "Biraz direndi de."







9 Haziran 2007 Cumartesi

avukatlar

rolex

Çok havali ve zengin bir avukat, yeni aldigi lüks spor arabasini
ofisinin
önüne park eder. Ofisteki arkadaslarina nasil gösteris yapacagini
düsünerek
arabasindan inerken, yoldan hizla geçen bir kamyon sürücü tarafindaki
kapiyi kopartir atar. Avukat derhal cep telefonunu kapar ve polisi arar.
Bir dakika içinde polis olay yerine gelir fakat daha tek bir soru
sormasina firsat birakmadan avukat isterik bir sekilde haykirmya baslar..
Daha geçen gün aldigi arabasi mahvolmustur ve kaportaci ne kadar ince is
görse gene de eskisi gibi olmayacaktir. O kamyonun sürücüsü derhal
bulunmali ve yaptigi
hasar ona mutlaka ödettirilmelidir. Avukat kizgin ve öfkeli sikayetini
nihayet bitirdiginde, polis bikkin ve inanamaz bir sekilde basini
sallar:
"Siz avukatlarin bu kadar materyalist olmalarini bir türlü
anlayamiyorum.." der "..sahip oldugunuz seylere öyle baglaniyorsunuz ki,
baska birseyi gözünüz görmüyor...".
"Nasil söylersin böyle birseyiı" diye hayretle sorar avukat.
Polis adama aciyarak ve küçümseyerek bakar: "Sol kolun dirseginin
altindan kopmus görmüyor musunı
Kamyon sana carptigi sirada olmus olmali ve sen bana kaportacidan
bahsediyorsun...."
"Aman Tanrim!" diye bagirir avukat. "Rolexim de gitmis...






Avukat hirsizlikla suçlanan müvekkilini harika bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargica hitaben;- "Müvekkilim, arabanin camindan içeri sadece kolunu sokup çantayialmistir. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi degildir. Sadecebir kol tarafindan islenen bir suç için niye bütün bir kisiyicezalandiriyorsunuz." der...Yargiç , gülümseyerek;- "Peki o zaman ayni mantikla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yilhapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eslik edebilir." der...Müvekkil gülümser. Avukatin yardimiyla müvekkilin takma kolunuçikartirlar ve dönüp giderler...

***

İki tane çiftçi, biri Adanalı, diğeri Kayserili, sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övunecekler... Adanalı başlamış : -Bizim orda sabah günes doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz, demiş... Kayserili de demiş ki : -Yav bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık....




gülümseyin hayata











"Bak karıcığım, ben ölmek üzereyim. Ölmeden önce sana bir itirafta bulunacağım. Seni aldattım, hem de bu evde senin yatağında." der... "Biliyorum" der kadın da, "Yoksa seni niye zehirlerdim ki?"

4 Haziran 2007 Pazartesi

İNANAMAYRUMM :)

Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçirip fidye istemeye karar vermis. Sehrin büyük bir parkinda çocugun birini gözüne kestirmis Önce bir not yazmis : Çocugunu kaçirdim. Bunu yaptigim için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacim var.
Yarin sabah saat 7'de falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah çantada 5 milyar getir
Imza: Laz

Çocugun yanina gitmis, notu çocugun ceketinin iç cebine koyup, dogruca evine gitmesini ve notu babasina göstermesini söylemis.. Ertesi sabah parka geldiginde söyledigi agacin altinda,söyledigi renkteki çantada
içinde 5 milyar olan emaneti bulmus. Paralarin yaninda bir de not varmis :
"Paran purada ama bir Laz hemsehrisine nasil peyle bir sey yapar inanamayrum." inanamayrum."

Önemli bir tıbbi analiz !!!

Yediklerine dikkat edenler icin beslenme ve kalp sagligi konusunda son nokta... Bunca zamandir bircok karsit tibbi gorus dinledikten sonra gercegi ogrenmek cok rahatlatici.
1- Japonlar cok az yagli yiyecekler tuketirler, Ingiliz ve Amerikalilardan daha az kalp krizi gecirirler.
2- Meksikalilar cok yagli yiyecekler tuketirler, Ingiliz ve Amerikalilardan daha az kalp krizi gecirirler.
3- Japonlar cok az kirmizi sarap tuketirler, Ingiliz ve Amerikalilardan daha az kalp krizi gecirirler.
4- Italyanlar da, Fransizlar da yuksek olcude kirmizi sarap tuketirler, Ingiliz ve Amerikalilardan daha az kalp krizi gecirirler.
5- Almanlar cok yuksek miktarda bira, sosis ve yagli yiyecekler tuketirler, Ingiliz ve Amerikalilardan daha az kalp krizi gecirirler.
SONUC:
Istediginizi yiyebilir ve icebilirsiniz. Gorunen o ki, kalp krizine neden olan sey, Ingilizce konusmaktir !!! :))

2 Haziran 2007 Cumartesi








TÜRK YURDU

Köye Mektup

Emine gızım, Benim. Ayşe nenen. Bildin mi? Bildin dabii. Elimde böyüdün a gızım. Yoğsa şehere oğlumun yanına gitdim diye beni untuveedin mi? Böğün tam 10 gün oldu köyden ayrı düşeli. Çok özledim orları. Doktura çıkarttı beni oğlan. Gözümdeki katarağı aldılar razı olsun. Perde falan galmadı. Çayıra baktım mıydı, goyunların hepisini görecem. Azcık sıkıldım burlarda. Halden annayan da olmadığına, köye mektup yazdırayım dedim göççük toruna. Canım pek daraldı buralarda. Goca bi köyü bi binaya doldurmuşlar. Herkesleri kümes gadar evlere tıkmışlar. Bir tek hamamı güzel benim oğlanın evinin. Hamamdaki çeşmenin kurnası görsen Eminem, gocaman. Cakuzi kurnası. Bizim gölbaşı gibi böyük deel, biriki debelencek gadar emme çimiyom içinde zaman zaman. Haftaya köyden burlara gelcekler varımış. Çıtırların Hilmi'den bağ makasını yolla bana. Bizim gelinin tırnaklarını kırkacam. Bostan çapası gibi olmuşlar, sorduydum, "kesemiyoz" dedi, utancından boya sürüyo gariban. Okusun, ilim bellesin diyin şehere gönderdiydik emme edepsizliği bellemiş benim oğlan. Eve, gelinin gözü önünde cıbıl gadınlar getiriyo her akşam. Gadınlar bir oynayyolar, bir güleyyolar sabaha gadar heç utanmadan. Şükür ki heç çıkmayolar o güçük gara kutudan. Gelin de acık beceriksiz ya.. Ne etcen gari.. Ocakta tencere tıngırdatmaya üşeniyo, alıyo bizi hambörger miymiş, ham börülcemiymiş ney, onu yimeğe götürüyo. "Ben ham yimek yimem a gızım.." dedim dinnemedi. Arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez. Anaaa, gurudum, Cıkcıklar'ın bağındaki gorkuluk gadar galdım açlıktan. Hele bi dur. O yimeklerin yanına gara bi su veriyollar da Eminem, içtiydim, dedim "alla, yandım anam." Yanndı genizlerim, köpükler çıktı ağzımdan burnumdan. "Şeherin gara suyu gudurttu beni herhal" dedim aklımdan. Anaam, bi iyi geldi bana o sonnadan. Hergün alıyo torun bana o gara şişeden bakkaldan. Gerçi masraf çıkarmayam oğlana diyom emme "Alacağım bir iğne, çeliğin okkasından bana ne" diyom sonradan. Zaten hepiciği müsrüf. Akşama gadar kavuruyolar, sabaha gadar savuruyolar. Böyük torun helhal evlendi, başka evde yaşıyo dediler. Gayrı ocağından ayrı yaşamak isteyo dediler. Çağırın göresim var dediydim. Aaşam gelecekti, bekledim uyuya galmışım. Gece ayakyoluna galktıydım. Anaa, baktım salonda biri yatıyo. Usulca yanaştım, gafasına yorganı çekmiş, parlak küpesi upuzun saçları gözüküyo. "Hah" dedim. "Torun sürpüz yaptı. Yeni gelini de getirivermiş, saçları da küpeleri de pek ışıl ışıl" derken, yataktan dönüverdii... "ELLEH.. Gelinin gara gara sakalları, pos pos bıyıkları var!!." Elim ayağım boşanıverdi. Başladım bağırmaya "Ecinni fış fış! Ben sana dokunmam kış kış!!. Destur Bismillah.. Yaa Alllaaahhhh!!.." derkene bayılmışım. Ayılayazdım, gözümü açdıydım, ecinni bana "Babanne" diye yapışıverdi, gene bayılmışım. Sonnadan annadım ki, o yeni gelin deel benim büyük torun Hidayet'miş. "Sana dedenin adını verdik. Hidayete ereceğine zıvanadan çıkmışın" diyip bastonu dehledim gafasına. Ben eyiyim Emine gızım. Merakta galma. Sade, bazı diyom keşke gözlerim perdeli galaydı. Belki o perdeden görmüyodum bunnarı. Ben yazarım yine sana. Hele kal sağlıcakla...

alıntı