20 Mayıs 2007 Pazar
15 Mayıs 2007 Salı
Fıkra
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
NAZİK HANIM
İstanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüşte karısına İstanbul'lu hanımların, aksam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" Gibi kibar, nazik laflar, ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karisinin kendisini öyle karşılamasını istiyor.... Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karisi kapıyı açmış : -Uy kocacığım, it gibi titriysen...
Kaplumbağa Ülkesindeki Su Sıkıntısı
Bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş. napıcaz ne edicez diye düşünmeye başlamışlar. aralarından en yaşlı ve bilge olanı "şu dağı görüyor musunuz?? onun arka tarafında büyük bir göl var. "demiş. ee koca dağı hepsi birden aşamazlar..arada yaşlı olanlar var. bunun üzerine oraya gidip su getirmeleri için en genç 2 kaplumbağa seçilmiş. genç kaplumbağalar 25 yıl sora göle ulaşmışlar. (ohaa demeyin..ancak çıkmışlar dağı. hem nasıl olsa uzun yıllar yaşıyorlar.) ve o anda farketmişler. suyu alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar. kaplumbağalardan biri; -ee napıcaz şimdii?? birimizin gidip kap alması lazım. diğerimizde burda bekleyelim ki kimse gelip içmesin sudan!! en iyisi sen git! -olmazzz... ben gidicem sen ya suyu içersen. o zaman köy susuz kalır ve hepimiz ölürüz susuzluktan! -yok valla bak yemin ederim ağzımı sürmiycem. sen git al gel kabı bekliycem. söz veriyorum! bunun üzerine diğer kaplumbağa yola çıkmış. orda kalanda beklemeye başlamış. aradan 30 yıl geçmiş. 50 yıl. 60 yıl... sonunda bekleyen kaplumbağa bu böyle olmıycak demiş... galiba gelmiycek bu. köydekiler de öldü heralde susuzluktan... en iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayım... kaplumbağaların soyu devam etsin. tam eğmiş kafasını göle doğru bir yudum alacakken çalıların arkasından bir ses duyulmuş... bak böyle yaparsan gitmem amaaa!!!!!!!!!! :))))))))))))))))))))))))
Şimdi geldim
Temel binanın altıncı katından düşer.Hemen etrafını bir kalabalık sarar.Yoldan geçen biri kalabalığı yarıp ve yaralı Temel'e sorar:-"Ne oldu?"Temel zorlukla cevap verir:-" Vallahi bilmiyorum ,ben de şimdi geldim."
***
Temel Kamyon şöförü.. Kamyon çok yüklü, yükseklik 6 metre... Bir köprüye yaklaşıyor.. Köprünün üstünde azami yükseklik 4 metre yazıyor. Temel sağına soluna bakıyor ve: " Polis yok geçerim" diyor.
Olta Adamin biri en iyi arkadasinin karisinin cenazesine gitmis. Cenazede bir bakmis tabutun üzerinde bir olta. Cenaze merasiminden hemen sonra taziyetlerini bildirmek üzere arkadasinin yanina gitmis. Bas sagligi diledikten sonra, - Tabutun üzerinde bir olta gördüm... Her halde esinle ilgili özel bir anisi vardi? diye sormus. Adamda : - Yooo, cenazeden sonra baliga gidicem de... diye cevap vermis...
******
**
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.
Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk
görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar;
-"Bu çocuk var ya,dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi..."
Berber çocuğa seslenir:
-"Ali, buraya gel!". Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir
banknot olduğu halde çocuğa sorar:
-"Hangisini istiyorsan alabilirsin?"
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
Berber işadamına döner ve gülerek:
-"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
-Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"
NAZİK HANIM
İstanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüşte karısına İstanbul'lu hanımların, aksam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" Gibi kibar, nazik laflar, ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karisinin kendisini öyle karşılamasını istiyor.... Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karisi kapıyı açmış : -Uy kocacığım, it gibi titriysen...
Kaplumbağa Ülkesindeki Su Sıkıntısı
Bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş. napıcaz ne edicez diye düşünmeye başlamışlar. aralarından en yaşlı ve bilge olanı "şu dağı görüyor musunuz?? onun arka tarafında büyük bir göl var. "demiş. ee koca dağı hepsi birden aşamazlar..arada yaşlı olanlar var. bunun üzerine oraya gidip su getirmeleri için en genç 2 kaplumbağa seçilmiş. genç kaplumbağalar 25 yıl sora göle ulaşmışlar. (ohaa demeyin..ancak çıkmışlar dağı. hem nasıl olsa uzun yıllar yaşıyorlar.) ve o anda farketmişler. suyu alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar. kaplumbağalardan biri; -ee napıcaz şimdii?? birimizin gidip kap alması lazım. diğerimizde burda bekleyelim ki kimse gelip içmesin sudan!! en iyisi sen git! -olmazzz... ben gidicem sen ya suyu içersen. o zaman köy susuz kalır ve hepimiz ölürüz susuzluktan! -yok valla bak yemin ederim ağzımı sürmiycem. sen git al gel kabı bekliycem. söz veriyorum! bunun üzerine diğer kaplumbağa yola çıkmış. orda kalanda beklemeye başlamış. aradan 30 yıl geçmiş. 50 yıl. 60 yıl... sonunda bekleyen kaplumbağa bu böyle olmıycak demiş... galiba gelmiycek bu. köydekiler de öldü heralde susuzluktan... en iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayım... kaplumbağaların soyu devam etsin. tam eğmiş kafasını göle doğru bir yudum alacakken çalıların arkasından bir ses duyulmuş... bak böyle yaparsan gitmem amaaa!!!!!!!!!! :))))))))))))))))))))))))
Şimdi geldim
Temel binanın altıncı katından düşer.Hemen etrafını bir kalabalık sarar.Yoldan geçen biri kalabalığı yarıp ve yaralı Temel'e sorar:-"Ne oldu?"Temel zorlukla cevap verir:-" Vallahi bilmiyorum ,ben de şimdi geldim."
PAZARLIK PAYI
Küçük Kayseriliye hocası sormuş : - Altı kere altı?- Otuz dokuz.- Otur, sıfır.Arkadaşı sorar :- Bildigin halde neden otuz dokuz dedin?- Pazarlik edecektim, anlamadi...***
Temel Kamyon şöförü.. Kamyon çok yüklü, yükseklik 6 metre... Bir köprüye yaklaşıyor.. Köprünün üstünde azami yükseklik 4 metre yazıyor. Temel sağına soluna bakıyor ve: " Polis yok geçerim" diyor.
RAPTİYE
Temelcik kendini savunuyordu,-Öğretmenun andalyesune Cemal raptiye koydu.-Peçi sen niye cezalanduruldun?-Raptiye batmasun diye sandalyeyi çektum..Olta Adamin biri en iyi arkadasinin karisinin cenazesine gitmis. Cenazede bir bakmis tabutun üzerinde bir olta. Cenaze merasiminden hemen sonra taziyetlerini bildirmek üzere arkadasinin yanina gitmis. Bas sagligi diledikten sonra, - Tabutun üzerinde bir olta gördüm... Her halde esinle ilgili özel bir anisi vardi? diye sormus. Adamda : - Yooo, cenazeden sonra baliga gidicem de... diye cevap vermis...
******
**
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.
Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk
görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar;
-"Bu çocuk var ya,dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi..."
Berber çocuğa seslenir:
-"Ali, buraya gel!". Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir
banknot olduğu halde çocuğa sorar:
-"Hangisini istiyorsan alabilirsin?"
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
Berber işadamına döner ve gülerek:
-"Gördün mü? Sana söylemiştim." der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
-Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!"
14 Mayıs 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)